KARNİYOL

KARNİYOL

Sadece arıcı

5 Mart 2018 Pazartesi

Doğu anadolu gezimizden


بسم الله الرحمن الرحيم

Arı dostlarına ve dostlarıma selamlar.


Kayseri'ye varmadan Kızılırmak üzerinden geçiyoruz.


Saklıkent.


Bu yıl ne ettiysem olmadı demeye başlamıştım ki, havaların yağışlı olmasını fırsat bilip, Doğu Anadolu taraflarını çok şükür gezme fırsatım oldu.


Üstteki resimler Kayseri Erciyes dağından.
Bizler sadece Bursa ve İstanbul'un tarihinde Osmanlı izlerini görmeye alışmışız.
Aslında hem Selçuklu hem diğer beyliklerin epey hatıraları mevcut.


Taşların kesim ve dizilimi beceri gerektiriyor.
Tarih kokan yerler desek yeridir.


Malatya'ya yaklaşırken karşımıza çıkan Gürpınar Şelalesi, 
kuru dağların arasından sular fışkırıyor.


Şelale solumuzda, karşıki yamaçların görüntüsü.


Darende'de Somuncu Baba hz. Külliyesi.


Sarp kayaların arasına inşâ edilmiş bir yer.



Türbenin her yerinde sular var, güzel bir çevre düzenlemesi yapmışlar.


Ve Malatya, meşhur Beydağları ile kayısı bahçeleri.


Malatya'nın analı kızlı içli köftesi.


Kiraz yaprağından sarma yapmışlar.


Batıda göremeyeceğiniz yerler.


Keban üzerinden Elazığ'a geçtik.
Keban Barajı görüntüsü.


Keban Çırçır Şelalesi alabalık tesisleri. 


Izgara alabalık.


Güveçte alabalık.
Her ikisini de kılçıksız pişiriyorlar.
Yediğim en leziz alabalıktı.
İlçe Tarım Müdürü Ziyaddin beye bu leziz yemekler için teşekkür ediyorum.


Elaziz'in  panoramik manzarası.


Elaziz üzüm bağları.
Sanıldığı gibi kurak çorak yerler değil. 
Toprakları gayet verimli görünüyor ve ekim var.



Köyden köye geçişlerde yollarda asfalt yok.
Baskil'e geçiyoruz.


Her yer koyun, çobanlar "toprak yollarda ne işiniz var?" diye soruyor çekingen bir şekilde. "Kaybolmayın!" diye uyarıyorlar.
Bu arada telefon çekmiyor.



Rengarenk topraklar.


Nefis çiçek balları var.


Karakaya Barajı göründü.


Feribot Elaziz tarafından Malatya'ya karşılıklı taşıma yapıyor.
Büyük kolaylık, mesafe çok kısalıyor.


Hanımın Babaannesinin köyü, sular altında.


Meşhur kasketler.






Yöresel ürünleri kaliteli üretilmiş ve göze hitap eder şekilde servis ediyorlar.
Gece 23' ama buralar cıvıl cıvıl müşteri, gelen giden yoğunluk bitmiyor.
Ve şehir diğerlerine nazaran daha düzenli. 
Haliyle alışveriş dükkanları geniş, yollar geniş.


Diyarbakır'a gidemesek de, burma tatlılarını onlar getirmiş.
Artık bu tür yerler Bursa'da da var, fakat orada lezzeti başkaydı.




Harput denilince akla evliyalar gelir.
Camekan içerisinde bedeni çürümemiş bir zat.
Eskiden açık vaziyette imiş, gelenler görüyormuş ama son yıllarda kapatmışlar. Yasak olduğu ve bana göre de münasip olmayacağı için açık halinin resmini koyamadım.


Avuç kadar yer denilir, fakat dokuz adet camiisi var.


Eski mimariye göre yapılmış Harput Evi.


Eğri Minare.


Karşıdan görüntüsü.
Ulucamii ve Eğri Minare.


Fatih Ahmed Baba Türbesi.
96 yaşında olmasına rağmen Harput Kalesi'nin fethine katılarak burada arkadaşları ile beraber şehit olmuşlar.


Elaziz'den Tunceli tarafına yine feribotla geçiyoruz.
Pertek Kalesi suların üzerinde adacık olarak görünüyor.
Fırat Nehri üzerine kurulan Keban Baraj Gölü'nden geçiyoruz.
Fırat Nehri'nin Cennet nehirlerinden bir nehir olduğu, hadis-i şeriflerde rivayet olunmuştur.
(Sahih-i Müslim, Ahmed bin Hanbel, Müsned)


Munzur Gölü.
Manzara bir harika.


Tunceli Pülümür çıkışı.
Başka sefere soldan gideceğim inş.


Bu dağlarda yıllar önce arkadaşım şehit olmuştu.



Yol kenarlarından sular akıyor.
Bazen küçük çeşmeler görüyoruz.
Buz gibi ve lezzetli suları var.






Sonunda Pülümür'deyiz, buraya kadar telefon çekmiyor.
Şehirlerin giriş-çıkışlarında sürekli araç ve kimlik kontrolleri yapılıyor.
Bursa plakasını gören askerler "abi ne işin var buralarda, hem de bu havada?" diye meraklı meraklı soruyorlar.
"Hz. Allah sizleri korusun" diye dua edip ayrılıyoruz.


Dağların aslanları keşifte.


Müthiş bir manzara.


Her yer beyaz, rakım ölçer 2200'lerde idi.


Geçitten sonra Erzincan'a doğru iniş.


Erzincan sağımızda kaldı.
Akşama Sivas'ta olacağım.


Meşhur Sakaltutan Geçidi.
Burada da çok güzel bir pınar vardı.




Sivas şehir merkezi tarihi yerleri.



Gök Medrese



Eğri Köprü.


Bizde buğdaylar rüzgarda savrulurken, Yozgat tataraflarında yeni ekilmiş.


Bazı yerlerde araziler komple ekilmişti.


 Yozgat'ın meşhur peyniri


Son olarak da Yozgat'ın Yerköy ilçesi.
Adı gibi epey derinde.

Resimler daha çoktu, seç seç yoruldum :)

4 yorum:

Yasinin Arıları ve Hayatı dedi ki...

Senin sayende bizde görmüş olduk Cennet vatanımızı abi sağolasın.
Arap dede türbesini hiç duymamıştım, ilk defa duydum şaşırdım. Çok ilginç, demek ki şehitlik mertebesine ulaşmış.
Bizlerede gitmeyi nasib etsin Cenabı Hak oraları gezmeyi gerçekten çok güzel yerler.

MİNİK ARICI dedi ki...

Sayın Fatih Bey
Selamün aleyküm
Aha şimdi olmadı. Niye mi?
13 numaralı fotoğrafın 6 km ilerisinde sola Malatya'ya döndünüz.
Benim bulunduğum yer dönüşten 20 km sağa doğru yani güzelim Doğanşehir.
Haberim olaydı da sizi bırakırmıydım.
14 resimdeki köfte de ne ola, şöyle iri sahanda gelecekki Fatih Bey'e layik ola...
Memleketimizin her tarafı güzeldir. Siz orda biz burda...
Selam, saygı ve muhabbetle...

miriliburak dedi ki...

Memleketimiz gerçekten güzel insanımızın sadece sahil kentlerine gitme adetini bırakması tatilin denizden ibaret olmayacağı şekilde gezmesi halinde ancak bu güzellikleri görebilir 2 binin üzerinde resim vardı izleyenleri sıkmamak için bu kadar seçebildim.

miriliburak dedi ki...

Wealeykümselam.
Hocam haber etmiş olsam gerçekten Bursa’ya zor dönerdim muhabbetiniz için özellikle teşekkür ederim.
Lakin yol uzun ve süre kısa başka bir zaman inşaallah sizlerle sohbet etmek isterim.
Şehir içi eskisi gibi değil araç park etmek zor oldu bulduğumuz yere daldık gelen bunlardı ne edek :)
Görüşmek dileğiyle, hürmetler...