KARNİYOL

KARNİYOL

Sadece arıcı

26 Şubat 2012 Pazar

Şubat ayı bitiyor


Şubat ayı da bitiyor. Hamdolsun sorun olmadan bu güne kadar geldik.

Uzun süredir kovanlara bakamıyordum. Hava sıcaklığının 15 c dolaylarında olmasını fırsat bilip Bismillah deyip arılığa doğru yola çıktık.

Karışı tepelerin rakımı bin civarı hala kar duruyor.


Arılığın yoluna geldiğimde manzara bu iyice bozulmuş bir yol.

İş yapmayan muhtarın kulakları çoktan çınlamaya başlamıştı.


İlk çektiğim çıtada işaretli olan yerlerde günlük yumurtalar ve çıkmak üzere olan bir arı görünüyor.

 

Karşı tepede kar yığınları daha erimemiş. 

Ben maskesiz arı bakıyorum. 


Söneceğinden endişe ettiğim kovan arısı az olsa da durumu sevindirici.


Polenli arılar.


Polenli arıların olduğu diğer bir çıta.


Ana arıyı gören varmı :)

Başka bir kovanda ise polenli arılar günlük yumurtalar ve çıkan arılar vardı.

Bir arıcının sevineceği ve özleyeceği görüntü. 

Şubat ayında arılarım hamdolsun sağlıklı ve mevsim itibari ile güçlü durumdalar.


Sandık olarak kullandığım kovanın üzerinde maske duruyor saldırı filan olur korkusu ile elimin altında bulunsun istedim. Her ne kadar gerek kalmasa da arının dinlenir iken verdiği poz oldukça sevimli duruyor.



Ayağında poleniyle kolumda dinlenen bir arı.

Dünürümün dediği gibi ellerimiz her ne kadar propolis olmuş olsa da bu mevsimde maskesiz ve eldivensiz çalışmak oldukça keyifli.


Cevizliğin yolunda ki görüntü her yer çiğdem çiçekleri ile dolmuş.




Cevizleri bahar gelmeden çapalamak gerekiyor. Organik, azot çözücü özelliği olan bir gübre ile kış gübrelemesini yapıp tüm cevizleri çapaladım.


Geçen yıl diktiğim ceviz fidanlarından bazıları çok güzel gelişti.


Aynı gün ve zamanda, aynı miktarda gübrelenip sulanan fidanların bazıları ise bu şekilde gelişemedi.  


Cevizliğin yolu  öyle hep çiçekli değil :( şakır şakır su akan dereler geçiyoruz. Traktörü 4x4 konumuna getirmem gereken yerler var normal hali ile de çıkar fakat tehlikeye atmamak lazım.


Eriyen karlar dereleri böyle dolduruyor. O kadar berrak bir su. 


Horoz da bir şeyler duymuş gibi poz verdi. Diyor ki saçımı sakalımı çek iyi baksınlar bana kız mı yok.


Sürüyü göstermek maharet değilmiş, kara kız olmaz ise ak kız oluverir. 


Resmini aldığım derede taşların arasından hep su çıkıyor eriyen karların çam toprağından süzülmesi sonucu aldığı lezzet çay ile birleşince eee....

Hayırlı bereketli bir sezon geçirmeniz temennisi ile.

13 Şubat 2012 Pazartesi

Şubat ayı




12 şubat günü bir gün öncesine nazaran epey soğuktu, öyleki gün içerisinde sıcaklık 5 c' yi geçmedi.

Bizde yine arıların üzerlerinden bakmakla yetindik.
Terasa henüz çıkamamışlar ama bal kemerleri epey azalmış. Salkımın ortasındaki çıtanın üstlerini tüketime almışlar.



Varroa için geçen hafta temizlediğim altlıkları kontrol ettim.



Petek kırıntıları ve düşen varroalar.

Bir haftadır ailecek kaplıcada konaklıyoruz.
Kar yağarken sıcak suyun tadı başka.




Orhanelinin  minik ovası ve arkasında Uludağ.



Kar akşamdan sabah yağıyor ve ertesine güne çoğu erimiş halde uyanıyoruz. Sonra tekrar yağıyor.



Hava şartları boş gezmeye elverişli olunca bizde ava giden eski çıraklara takıldık.


Kayalık bir bölge var uçurumdan kocasu manzarası.

Yüksekleri oldum olası sevmem ama bakmayınca sorun olmuyor :)



Diğer bir görüntü.



Resmi görünce bana uçak manzaralarnı anımsattı.



Üstteki resmin yakın çekimi.

Yolun kenarındaki arı kovanları dikkat edilince görülüyor.

Rahmetli Babaannemin abisi buraların çok eksi su değirmeni sahiplerinden ve tanınmış biridir.
Aynı zamanda arıcılık yapmış Tavşanlı ve Bursaya tenekeler dolusu bal götürdüğü anlatılırdı.

Kovanlar ve bahçe bizim akrabalara ait.



Kocasu deresinin yüksekten alınan yakın çekimi



Meşe ağaçları kaç y.y. bilmiyorum ama çobanlar tam sopalık öndeki meşenin altında ateş yakıp yaralamışlar.



Pıynar ağaçı.



Makiye çok benziyor ama dikeni yok.



Kök ve dal kısmı şimşirle benzer özelliklerde kaşık ve kepçe yapımı için idealdir.


Davulga ağaçları yine çobanların verdiği zarar ortada.



Köyün uzaktan görüntüsü.

Çiğdem çiçeği deriz. Soğan köklü bitkilerdendir. Arıların bu zamanda polen alabilecekleri nadir çiçeklerden.


O kadar çok gezmişiz ki yorgunluktan suya kadar zor geldim.

Ama soğuk havada kaplıca havuzunun keyfi bir başka yorgunluk filan kalmıyor.



Genç yaşta traktör kullanmayı öğrendim uzun yıllar tarlaları hep ben sürdüm.
Bilirsiniz traktör freni arka tekerdedir. Ömründe sadece traktör kullanıpta hiç araba kullanmamış birine arabanın freni öndedir desenizde anlatamassınız. Siz ne derseniz deyin ona göre olmaz bir şeydir.

Karniyol kullanmasını bilmeyip yada beceremeyipte laf ebeliği yapanlar veya kullananları küçükseyenlere bu örnek.

Kayıpsız bir kış geçrmeniz temennisi ile...