KARNİYOL

KARNİYOL

Sadece arıcı

19 Mayıs 2017 Cuma

Sezon işleri




بسم الله الرحمن الرحيم

Arı dostlarına ve dostlarıma selamlar.


Yine epey zaman oldu yazmayalı.
Bazen sosyal ağlarda her fotoğrafa yorum atabilen maharetli bir o kadar da çalışkan arıcılara imreniyorum.
On parmaklarında on marifet, kusuruma bakmayın ben o kadar olamıyorum.
Üstteki resimler işlerin ne vaziyette olduğunu size açıklıyordur.
Kovanların bakım, petek işleri var, ana arıların kontrolü, kutu dolumu, suni tohumlamalar, erkek arıların hazırlanması vs. vs.
Elimden geldiğince uğraşıyorum.
Telefon trafiğinin en yoğun olduğu günlerdeyim. Bazen telefonu sessize alıp çalışıyorum, zira baş ağrılarımı arttırıyor.
İletişime geçmek istediğinizde sizlerden ricam, meramınızı veya talebinizi mesaj yolu ile iletmenizdir.
Cevapsız aramalara dönemiyorum, hangi birine bakayım, arada kaynamamanız için sadece bir öneri, uygularsanız sonuca ulaşırsınız.


Meme besleyen başlatıcı bir koloni.
15 çerçevede iken anasını bir kaç çıta arısıyla başka yere alıyorum.
Bir kaç gün sonra tüm çıtalarını alıp 2 açık kapalı yavru ve 1 adet polenli ballı çıta bırakıp araya transfer giriyorum.
Memelerin tutma oranı ilk başlarda çok iyiydi, bu aralar düştü, aşırı bal geliyor.
Balı çok getiren kovanı uğraşamayacağım için mecburen bölüyorum.


Başlatıcıda 2 gün bekleyen memeler güzel süt alıyor, sonrasında katlı bitiricilere verip kapanmasını bekliyorum.


İdeal bir ana memesi.
Ana kalitesine etki eden en önemli faktörlerden biri de ona süt veren arılar ile alakalıdır.
Siz ne verirseniz, işçiler o derece iyi süt salgılar.


Çok muazzam kraliçeler doğuyor.
İyi ve doğru beslenen kraliçe, çiftleşme esnasında güçlü koku salgılar ve bir çok erkek peşine takılır.


Damızlık adaylarını yavru sökmeden göndermiyorum, mahcup etmeyecek bir ürün isteniyorsa böyle olmalı.
Üretimleri onarlı gruplar halinde yapıyorum.
Her gruptan ikişer adet damızlık adayını bırakıyorum, önümüzdeki sezona nasıl olduklarını görmem lazım. Bunu F1'lerde de yapıyorum. Analar bölmelere veriliyor veya kutuyu kovana alıyorum vs.
Aynı kardeşlerin bende kalanlarının ne olduğunu görmem için yeterli oluyor.
Arımda bu var denildiği vakit, diğer müşterileri de arayıp soruyorum sizde durumlar nasıl?
Bendeki arılar iyi, diğerleri iy,i ama biri sokuyor veya farklı bir durum varsa telafi için iade istiyorum. 

Bazıları karalama kampanyasına başlamış.
Örülen çorapların ipleri dolanır bir yerlere.
Koca koca insanlarsınız, yaptıklarınız ayıp, bu karalamanın masrafını öyle bir ödetirim ki; yer yerinden oynar ama kimseye oynayacak yer kalmaz.
Aklı olana akıllı olana bu sözüm yeter, sözün yetmediği yerde icraat başlar.
Hepimizin dünyası değişip ölüp gideceğiz, bari ADAM gibi yaşayın da herkes iyi ansın.



Yavru durumları çok iyi maşaAllah.


Kış çıkışı çok iyi durumda olan 3-5 kolonim sönmüştü.
Her şeyi olmasına rağmen neden? sorusunun cevabı resimdedir.
Sonbaharda hazır şurup ile arı beslemenin zararı, verilen şurup petek gözlerinde kristalize olmuş, haliyle arılar donan besini tüketememişler. şekerlerin üzerinde yığılı halde buldum.

Peki arımıza kışa girerken ne vermeliyiz?
Sırası ile bal, enzimle elde edilen şurup, normal şurup ve kimyasal olan tartar ile yapılan invert şurup.


Bazı koloniler hakikaten yoldan çıktı, oğula da gitmediklerinden baldan komple bloke olmuş vaziyetteler, bari ana kesilmesin deyip arıyı bölüyorum.
Gelen bal daha çok basra balını andırıyor, çok tatlı ve biraz acılık var.


Çok yoğunum derken de öyle böyle değil.
Gece 23:00 olmuş ve meme dağıtımına kutu doldurmaya ancak sıra gelmiş.
Kutuları gece doldurmak daha iyi oluyormuş :)

Bu esnada bir arkadaş arıyor. Soru şu; "buckfast ile karniyol çiftleşirse ne olur? veya karniyol ana erkekler buckfast olursa ne olur? veya bu işi suni tohumlama ile yaparsak ne olur? olmadı izole bölge ayarlayalım ne olur?"
Ne olurlar uzayıp gidiyor. 
Benim işim başımdan aşkın, vatandaş evde veyahut işinde otururken aklına bir sürü acayip fikirler geliyor, haliyle sorup öğrenmek istiyor.
Desek ki; işler şöyle ilerliyor, yarın başka sorular soracak.
Bir sene sonra eminim sorduklarını da unutacak.
Gereksiz muhabbetler can sıkıyor.

Arıcı erkek arıdan nasıl sperm alınır bilmiyor ama arısını nasıl ıslah edecekmiş anlata anlata bitiremiyor.
Bu tip kişiler benden uzak dursun.


Tohumlama esnasında bazen sperm taşabiliyor. O esnada arıcık gelip temizledi :)

Biraz serzenişlerim olacak kusuruma bakmayın.
Üzerine alınan alınsın.
Larva, meme verelim dedik, dedik de; bir minübüs dolusu arıcı ile arılığıma gelmek için kimse izin almadı.
Nihayetinde biz de hayır kurumu değiliz.
Lütfen gelecek olanlar tek gelin, sizin arkadaşınız veya komşunuzun, ahbabınızın arılığıma gelmesi uygun değil.

Bir kaç arı açıyoruz, hemen "bu arıyı bana ver" deniliyor.
Yahu sen arı almaya mı geldin? Sana verilen söz nedir?
Her baktığında gözü olan kişilere de kızıyorum.

Arıcı arılığıma gelip beni milliyetçi olmamak ile suçluyor.
Ulan yediğin yiyeceklerin menşeine bir bak, içtiğin sigaraya bak, yediğin ekmeğin buğdayı dün Rusya'dan geldi.
Öyle Fransız arabasına binip, arkasına Atatürk imzası attırmakla milliyetçilik olmuyor.

Bizim arıcılarda değişik tipler var. 
Arı Anadolu arısı olacak ama kullandığı malzemeleri Çin'den alır. 
Bindiğiniz arabaları satın önce, bizim Orhaneli'de eşek çok fazla, para da istemiyorlar, %100 yerli hemi de erkek...

Doğru ile gerçek farkını hala kavrayamadınız mı?


Daha önce anaç verdiğim yerlerden erkekler geliyor.

Erkek kalitesi için farklı yöntemlerim var.

Geçenlerde bir araştırma hakkında sohbet ederken arkadaş anlattı;
Ana arının neden uzun yaşadığını buna neyin sebep olduğunu araştırmışlar. 
Vitellogenin proteininin fazla olması sebebi ile ana arı ve kış arılarının uzun ömürlü olduğu saptanmış.
Şimdi ise bu proteinin yaz arılarına veya bahar arılarında arttırmanın metodunun sonuçları ne olur gibisinden araştırılıyormuş ilgimi çekti. Nette epeyce bilgi var.



Bucfast F1'ler maşallah hem çok sakin, hem de iyi balcılar.
Ama renk için özel istek verdim tutarsa yaşadık :)

Ayrıca bu arılar çok çok agresif bir arılıkta çiftleşti.
Bu kadarını beklemiyordum.


Bucfast arısı ile  karniyolü veya diğer ırkları mukayese etmek kelimenin tam anlamı ile cahilliktir. 
Vatandaş hiç bilmediği konu hakkında en azından fikrim olsun deyip konuşuyor.
Kısacası bilmediğiniz konularda bari susun.


Arıcı Yusuf.
İstanbul'dan analarını almaya gelmişti.




Ana üretimlerinde ilk teslimatlar yapıldı, telefonunu açıp tamam diyenlere analar gönderildi, yumurtası kapanmayan anayı almıyorum.
F1 maliyeti aynı 100.
Damızlıklar arısı ile 1000 arısız 750.
Son lisanslı damızlıkları ve daha sonrakileri hiç bir şekilde yayınlamayacağımı bilmenizi isterim.
Pahalıyız evet.
Çünkü pahalı alıyoruz. 
Sağdan soldan bedava bir şeyler temin etmiyoruz.
Üretilenler bire bir orjinalinden üretiliyor.

Bana göre karniyolün hattından çok, üreticisi önemli.
Mesela çok iyi bir üreticinin gittiği izole bölge ile, vasat birinin gittiği bölge aynı ise, buradaki kaliteyi nasıl ayırt ederiz?




Polenler rengarenk.


Biri dost dese hiç düşünmeden Turgut derim.
Kardeşten öte dostlarınız olur ya hayatta, işte öyle.



Sıtkı abi eksik olmasın her zaman yeri ayrıdır.


İbrahim gelince morali bozuluyor :)



Çetin abi geçen yıldan beri gelecek, nihayet geldi :)



Ak saçlı olan Mehmet abi Balıkesir'den geldi.
Vahit ilk kez maske açık ve eldivensiz arı bakıyor :)
Parası olmayana damızlık çıtasını arı ile takas ederim.


Cengiz abi Gölcük'ten.



Kızımız babası ile geldi.
Küçük çıtaları görünce içi gitti "çok sevimlileer" diye sevinci görülmeye değer :)


Belki de geleceğin bayan arıcısı olacak.
Okul sonu küçük kutu ile arı hediye edeceğim.
Kendi arısına baksın.



Ramazan KARASAKAL Bursa'nın meşhur bebek konfeksiyoncularından.
"Yahu Fatih, hiç bal alamıyorum" diyordu, geçen yıl analarını değiştirdim.
Geçenlerde sordum "geliyor geliyor petekler dolmuş maşaallah" dedi.



Mustafa abi Adana'dan.
Geçen sene aldığı anaların bakımını böyle yapıyormuş.


Hafta sonu Yasin (bahar arıcılık) Kerem (baytarımız) ve müdürümüz Mustafa abi bu dostlarımı görmeden rahat edemiyorum.


Gürsel abim.
Adamın hasıdır.


Eğer kiraz ağacınızda böyle bir hastalık varsa tedavisi yok, komple sökmelisiniz.




Cevizlerin bazılarında çeşit değişimi yapmıştım.
MaşaAllah tutma oranı iyi gibi.



Ahlat ağacına döngel aşılamıştım.



Yerli Şebin cevizi ve köyüm.



Chandler cevizi bir dalda bir sürü meyve görünüyor.
Ama hala sevmedim bu cevizi ticari düşündüğüm için bakıyorum.


Kayısıda yaprak yok ama meyve bol, acilen yaprak ve dip gübresi verilmeli.



Yer kekikleri şahane, mis gibi kokuyor.



Erguvan çiçeğini seyret, iğde çiçeğini kokla.



Erikler olmuş.



İçli köfte Mardin usulü.

14 Mayıs 2017 Pazar

Akdeniz, ege gezisi ve Türkiye'de trüf mantarı yetiştiriciliği


بسم الله الرحمن الرحيم

Arı dostlarına ve dostlarıma selamlar.



Geçen aylarda Akdeniz üzerinden Ege'de bir çok yer dolaşmıştım.
Çekilen resimleri sizlerle paylaşmak istedim.
Ancak geziden sonra bir türlü vakit bulamadım.
Epey yoğun günler geçiriyorum.
Ana arı üretip satmadığım için rahatım :)


Tarihi yerler, çok muazzam manzaralı veya bereketli topraklar üzerine kurulmuş.
Ancak günümüzde hem toprağı hem manzarası perişan edilmiş durumda.
Sanıyorum ki yeryüzüne bizim bulunduğumuz y.y. kadar zarar veren başka bir nesil gelmemiştir.



Üst resimdeki sarp yamacın dibi, aşağıda da yerleşim yerleri mevcut.




Harabelerin içerisinde yeni yerleşim acayip bir durum.
Turizm içler acısı.
Lüks otel veya inşaatlar yapmakla turist kovalıyorlar.



Arka tarafta denizin ortasında batık şehir var.
Yat seferi yapıp turist gezdiren cambazlar, kedinin ciğer etrafında dolandığı gibi etrafınızda dolanıp bin türlü laf edip, sizden para koparma derdindeler.
Sahil kentlerinde gezerken en çok yaşadığım problem buydu.
İki dakika dinlenip hava alıp yola çıkacaksınız.
Hemen birileri geliyor; şu var, bu var veya yemeklerimiz iyidir veyahut apartlarımız çok temiz falan gibi şeyler söyleyen tacizci insanlarla doluyor etrafınız.


Dağların ortalarında bu şekilde düz küçük ovacıklar var.


Eski evler hala ayakta.
Şimdiki nesil eskilere bir düşman ki; az dur desen, konuşturmazlar.
Şu an ülkemizde bulunan beton evlerin kanaatimce 100 sene sonra hala ayakta olma ihtimali yok.

500 sene önce Osmanlının imar ettiği veya daha eskilerin imarları sapa sağlam duruyor.



Doğal su sarnıçları.
Yüzyıllardır ayakta ve o zamanki şartlarda yapılan şahane bir teknoloji.
Yol, tren yolu, havalanı gibi bir ulaşımı olmayan yerler, dağın ortası, deniz 20-30 km, yürüyerek belki bir günlük yol.
Böyle bir yerde insanlar yaşamış ve yaptıkları imarlar sayesinde rahat etmişler.
  


Bu şekilde çok yer var.


Davulgalar o kadar çoktu ki, her yer mis gibi bal kokuyordu.
Hafta sonu ise benim köyde davulgadan bal alan arılar vardı.


Kaş' a iniş.


Kaş manzarası.
Burada iken vodafone'dan mesaj geldi.
Yunanistan'a hoşgeldiniz vs. :(
Nasıl zoruma gitti anlatamam. 
Dibimiz yahu dibimiz, yüzerek gidilir.
Hala adalarımıza sahip çıkmıyoruz, elimizdekilerin de gittiğini kimsenin ilgilenmediğini söylüyor haberler.
Yani 12 adaya 20 kûsur ada daha eklendi filan deniliyor.
Halktan bazı kişilere sordum, "geri mi alacaksın" dediler :(




Şu tarlaya arıları atıp yaşamak vardı. 



Dağ taş zeytin ağacı.


Niyazi ULUÇOBAN.
Siyah elmas olarak bilinen trüf mantarının ülkemizde tanıtılmasında ve üretip geliştirilmesinde ciddi emekleri var.


Mantar sporları meşe fidanı köklerine labratuvar ortamında aşılanıp 170 dönüm araziye düzenli bir şekilde dikilmiş aynı zamanda ülkemizde bir çok ünlü ünsüz kişiler tarafından da fidanlar satın alınıyor.
Devamında meşe fidanlarının aralarına Bulgaristan'dan özel oalrak getirtilen lavanta fideleri mevcut. 
"Bal verimi ve yağ esansı için en ideal bu lavanta olduğu için bunu getirdik" dedi.
Hedefe göre yılda 120 ton lavanta çiçeği toplanıp yağı alınacak.
Şahane ve bir o kadar da örnek bir tesis.
Mantarlar ise kg. ücreti 200 € dan başlayıp türüne ve kalitesine göre 5000 € kadar çıkıyormuş.

Bir milyon dolardan fazla bir yatırımdan bahsediyoruz.

Araziye komple mıcır dediğimiz taşlardan serilmiş.
"Onlarca kamyon eder" dedim "evet ama değer" dedi.
Bölge su yönünden epey sıkıntılı. Toprağın nemini vermemesi için yapmışlar.
"Bu kadar dönüm çok değil mi?" dediğimde
"Avrupa'da 500 dönüm üzeri araziler var" diye cevapladı.



Lavantalar ve meşeler gelişi güzel değil, ciddiyetle dikilmiş.
Türüne ve çeşidine göre sınıflandırılıp, sıra başlarına tabela yazılmış.
Gerçekten imrendim diyebilirim.


Serada yapılan çalışmalar çok daha teferruatlı.
Her fidenin damla sulama sistemi ile sulanması için özel tesisat çekilmiş.


Meşhur mantar buzdolabı kasasında saklanıyor :)
Sporlarını almak için bu şekilde tuttuklarını söyledi.

"Arazide meşe diplerini yaban domuzları çok karıştırır. Ama bir tarafını karıştırıp diğer tarafına dokunmazlar. Olgunlaşmış mantarın kokusunu aldıkları için sadece orayı eşelerler dedi."
Kendisinde özel eğitimli kuş köpekler var doğal yetişen mantarları onlar buluyor.


 

Video çekimi kendisine ait. Buna benzer epeyce videsu mevcud.


Gökova manzarası.


Muğla girişi ceviz fidan çiftliği.


Yatağan termik santrali.


Güzel bir arazi daha.



Bafa gölü.
Adacık eski bir yerleşim yeri.




Dağ-taş her yer zeytin.


Taşların arasında cılız duruyorlar ama epey yaşlı ağaçlar.


Vakti zamanında buraya gelen yabancıların hayran kaldığı ihtişamlı bir kentin kalıntıları.
"Bahçeleri ve zeytin ağaçları arasında büyülenmiş gibiydik" şekilde notlar yazılmış.
Yani mevzu derin.
Söke'de Balat Köyü'ndedir.


Burada kral yatıyormuş.
Arkada koyun sürüsü var, mezarın duvarına köpekler çiş ediyorlardı, bizi görünce uzaklaştılar, anı çekemedim :)
Zamanında ne esip gürlüyormuştur, herkesler emrinde, ağzından çıkması ile emri yerine getiriliyormuştur.
Ama köpekler gelir öyle adamın mezarına işer; bir kaç yalaka kalaydı da itleri kovaydı keşke :)


Menteşeoğullarından rahmetli İlyas Bey Külliyesi, tarihi hakkında nette epey bilgi var.


Menderes havzası.


Prinç ekimi için araziler hazırlanıyor.


Kuş Adası.


Deniz harikaydı.


Selçuk'ta Efes Harabeleri.


Selçuk ovası manzara.



Hz. Meryem annemizin yaşadığı rivayet edilen mekan.


Şifalı sular.
Şimdilik bu kadar yetsin.


Sezon işleri tam gaz gidiyor.
Detaylar bir kaç güne inşaAllah hazır olur.
Özellikle belirteyim artık damızlıkların alındığı yerleri yazmayacağım. 
Sonra başımıza iş açılıyor.
On değil üç olsun ama bize güvenen değer verenler alsın.