KARNİYOL

KARNİYOL

Sadece arıcı

27 Mart 2018 Salı

Ana arı üretim çalışmaları ve sezon durumları


بسم الله الرحمن الرحيم

Arı dostlarına ve dostlarıma selamlar.


Ana arı kargo ile istenildiğinde kesinlikle hiç bir sorumluluk kabul etmiyorum. Bunları daha önce de yazdım, ana arı koloni ortamından uzaklaşıp ne kadar uzun süre kafeste durursa ömrü o kadar kısalacaktır. Sırf daha hızlı olması için masrafını üstlenip otobüse veriyorum.


Bir de anayı kabul ettirdik kesildi veya kışı çıkaramadı diyenler oluyor. Arının durumunu, sonbaharda ne yaptığını soruyorum, maddi durumum iyi değildi o yüzden kek veremedim, memlekete gittim bakamadım, işlerim vardı ilgilenemedim vb. diyor. Arıya bakamayacak kişi neden bu işi yapar ki?. Anayı verdikten sonra gelip bakımlarını da mı biz yapmalıyız.

Arısının söndüğünü iddia edip, arıma bir sürü bahane bulup, tüm yükü anaya yükleyip, devamında telafi edilmesi bekleniyor. Telefonda yanındaki arkadaşlarını şahit gösteriyor, devamında ise arkadaşı arayıp yalan söylediğini, o kişinin arısına hiç bakmadığını, sağ kalan arıların da benim arılar olduğunu söylüyor.


Bazıları damızlık yumurtası ister verirdik. Artık o da olmayacak. Çünkü şahsıma birebir "verilen yumurtalardan ürettiği anaları sattığını veya dağıttığını" söyleyip tekrar isteniyor "olmaz" deyince de düşmanlık derdine düşüyorlar. Yok efendim falan damızlığın kızları saldırganmış, şöyleymiş, böyleymiş. İftira atıp vebal aldığının farkında mısın?
Bu güne kadar eline böyle bir damızlık yumurtası geçmemiş, bir daha da geçip geçmeyeceği meçhul iken, gösterilen bu iyi niyeti ne hakla kötülüğe kullanırsın.

Şahsen kimseyi kullandığım yok, birine yakın olayım da menfaat elde edeyim düşüncem hiç hasıl olmadı, kişinin fikri neyse zikri odur denilir ya; millet kendi menfi çıkarları için yaşıyor, bizi de öyle sanıyor. Be adam, yılda 10-15 000 € harcayıp her türlü damızlığı edinen ben, her türlü alet edavatını para verip alan ben, reklam ve bilgi için mi insanları kullanacağım. 
Hadi oradan sende! herkesi kendiniz gibi beleşçi mi sanıyorsunuz.



Sonuç itibari ile bu günden sonra, hiç ama hiç kimseye ne larva ne de yumurta vermeyeceğim.
Her türlü ana veya arı almak isteyenler, eğer tereddütleri var ise gelip anaları arıları yerinde görerek alabilir.
Ben sadece ürettiğimden sorumluyum, ne ölmesi ne de yaşaması benim elimde değil. 
Hiç bir şekilde (sadece otobüste anormallik olması kabulümdür, kaza vs. gibi) telafi edilmeyecektir.
Alacak olan kişiler bunları göz önünde bulundursun.
"Aman sende, bir şey olursa gönderir" ibaresini aklınızdan çıkarın.
Ha Avrupadan almışsınız, ha benden, değişen tek şey üretim yerli.
Benim kalitemi bilen bilir. 



Bu yıl beklediğimden daha hızlı maşaallah.

Şimdiden transferler hatta suni tohumlama için çalışmalar başladı.
İşlem gören anaların yavruları doğduğunda göndereceğim.

Şu kısma da yeri gelmişken açıklık getirelim.

Hem kış çıkışı hem bahar anaları için verilen tarihleri lütfen dikkate alınız.
Zira Mart 20'de göndereceğim dediğim anaların bir çoğunu Şubat ilk hafta gönderdim.
Hangi tarih demişsek o tarihte arı da ana da biiznillah hazır olacaktır.
10 gün önce hazır olsa da gönderim yapılmayacak.
Bundan ben değil, sizler kârlı çıkarsınız.



Damızlık kızları.




Bahar yavrusu bir başka oluyor.

Polenin nektarın en bol olduğu dönem.



Damızlık anaları baharda yavaşlatmak için petekleri komple alıp yerine ham mum veriyorum.

Bu sayede hızlıca örülen petekler yavru ile doluyor.
Duruma göre bir kapalıyla anayı alıp arıyı bölüyorum.



Kutular iyice sıkıştı.



Böyle yavrulu olanları alıp yeni kutucuklar oluşturuyoruz.



Bucfast ana arı.




Baharda eğer ayaz olmazsa çok bereketli bir yıl olacak gibi görünüyor.
Cevizde aşı zamanı geçmiş değil daha yeni geldi.



Her yıl daha da gelişiyorlar.




Yaklaşık 10 gün önce çekilmiş bir resim.
Damızlık erkek arılar maşaallah iyi gelişti.
Daha erken olmasına rağmen 10-12 gün gibi sürede olgunlaştılar.
Verilen besin takviyesinden midir, baharın güzelliğinden mi anlamadım.
Eğer besin takviyesi ise yaşadık :)



Sürekli hangi anadan üreteceksin?

Aha bundan üreteceğim.
Sadece bundan değil ama favorim budur.
Hattını sormayın.
Hem bilseniz ne olacak, bizden aldığı anaya bazıları utanmadan kendi adını verip satıyor nasılsa :)


Ana kutuları ile alakalı çektiğim video.


Acemi bir arıcı aradı körük nasıl yakılır diye soruyor.



Tava lezzetinde bir sezon diliyorum.

12 Mart 2018 Pazartesi

Bahar geliyor işler hızlandı


بسم الله الرحمن الرحيم

Arı dostlarına ve dostlarıma selamlar.


Bu yıl sezon çok hızlı başladı.


Arı mevcutları epey çoğaldı maşaallah.


Bu ana çok çok özel bir hattan üretildi.


Birkaç gün içerisinde arı olmayan yerler arı ile doluyor, bu demek oluyor ki; artık günlük iki bin ve üzeri arı doğumu başladı.


Erkek arı ürettiğim kolonilerimi proteinli ve ballı kekler ile besliyorum ki; erkek gözlerini şurup basıp, anayı yatırmasınlar.

Benim arılığımda en çok erkeği damızlıklar üretir.
Yumurtalar çatladığında diğer kovanlara verip, tekrar boş petekler girerim ve bu sürekli devam eder.
Damızlık anaç, özellikle suni tohumlama olanlar çok yumurta atıyorlarsa, erkek çıtaları sıkça verilmeli ki spermleri bitmesin.

Anayı rahat bırakırsanız kesilebilir.
Bunun için 3-4 çıta civarına geldiğinde, anayı bir çıta arısı ile beraber başka kovana alın ve böylece hem yeni bir bölmeniz olur, hem de damızlığınızı frenlemiş olursunuz.


Bucfast damızlıklarımın biri.


Resimlerin tamamı 5 Mart gününden.
 Eylül ayında vermiş olduğum sarı arılar halen yaşıyor.
Geneli polen getiriyordu. 


Eskiden Bursa'da kek temin etmek zor işti.
Birliğe gidip kendiniz yapacaksınız veya içini bilmediğiniz kekleri alıp vereceksiniz.



Ne zamanki Yasin bu işlere girdi, kendi açıma nefes aldım.
Şimdi içine ne katacaksam; baldır, polendir götürüyorum, Yasin paketlenmiş olarak kısa sürede veriyor.
Veya elinizde hiç bir şey yoksa, siz nasıl istiyorsanız ona göre ürettirip alabilirsiniz.
Ona da vaktiniz yoksa, hazır yaptığı keklerden alabilirsiniz.
Üstteki kekler böyle bir üretimden.
Arı güzel yedi ve çekmecelerde zerre kırıntı yok.


Bu petekler geçen yıldan kalma.
Gelişen kolonilere veriyorum, hızlıca erkek ve işçi atılıyor.
Petek böyle karışık olduğunda erken baharda arılar daha güzel işliyor.


Elaziz'de doktorumun arıları kat ister hale gelmiş, maşaallah.



Bildiğiniz gibi Konya'dan Seyyit Hocam ana kutuları için plastik çıta üretmişti.
İlk çıtaları kutulara verdim.

Plastik çıtaya petek takmanıza gerek yok, bu şekilde mumlamanız arının tutunması için yeterli oluyor.



Çok kısa sürede petek örüldü ve ana yumurtlamış.


Arının sarmasında veya petek örme durumlarında herhangi bir sorun görmedim.
Plastik olduğu için arının sarıp sarmayacağı konusundaki endişeler yersiz.


Normal petek ile plastik peteğin pek bir farkı yok.
Plastik olunca saklanması, peteği muhafaza etmesi de kolaylaşıyor.


Plastik çıta olunca bu görüntüler ortadan kalkacak.
Hem yavrulu petekler, hem de ballı olanların duvara yapıştırılması da bu sayede önlenmiş oldu.


Bahar adı gibi güzel.
Etrafı seyretmeye doyamıyorsunuz.


Arılar poleni bol bulunca muhtemelen çok çalışıyorlar.
Elimde dinleniyor.


Mini petekler rengarenk.


Kovan aktarınca şaşırdı garipler, her yer polenli arı oldu.
Renk cümbüşü.


Ruşetler Maşaallah birden doluyor.

Artık bazı şeylerin aşılması da gerekli.
Karniyol arısının F1'i ile damızlığı ve bunların melezlenmesi gibi noktaları halen aşamadık.

Damızlık, adı üstünde DAMIZLIK.

Damızlık; tosun, koç, teke.
Bunları neden alırsınız bir düşünün.
Veya çeşit değişimi için damızlık ağaç kalemi.

F1 ana arı, anlaşılır haliyle; ana saf, baba belirsiz, yumurtlayan ana arıya verilen koddur.
-
"Aynı türe ait arının genetik bakımdan kendisi ile yakın akraba olmayan başka bir arı ile çiftleşmesine F1 melez arı denir."

Efendim "ama karniyol ana, karniyol erkek ile çiftleşirse daha iyi oluyormuş."

F1 arımın ne ile çiftleştiğini ben nereden bileyim?!

Böyle sorular karşısında yoruluyorum.

Şu denilse; "arkadaş ben doğal olarak izole bölgede çiftleşmiş ana arıyorum ve bu analar, kendi ırkı olan erkekle çiftleşmiş olacak".
O zaman denir ki; Haziran ayını bekleyin, izole bölgede çiftleşen anaları vereyim.


(Damızlık adayı izole anaçlar )
Bu yıl fiyat düşük olsun diye uğraşıyorum, olacak biiznillah. 
Şimdilik izole bölge anaçların fiyatını yazamıyorum.

Damızlık adayı, suni tohumlama anaçlar Mayıs teslim: 750 tl.
(arılı 1250 tl)

Bucfastlar izole olanlar da aynı şekilde zamanı geldiğinde haber ederim almak isteyenler isim yazdırabilir.

Suni yapılanlar ise 1000 tl' dir (arısız).


Nasreddin hocanın dediği gibi "parayı veren düdüğü çalar"

Önceki yıllarda ses etmedim, isim yazdırmak isteyenleri de yazdım.
Fakat teslim zamanı gelince telefonuma cevap vermediler.
O yüzden almak isteyen ücretini yatırır sıraya alırım zamanı geldiğinde de biiznillah gönderilir.


Bal olmuş helva.


Kovan kapağındaki sacın kenarından çuvala su sızmış.
Sürekli ıslaklığı içeriye yaymış, kovanın geldiği durum.
Eğer kontrol etmemiş olsam, arı telef olup gidecekmiş.


Videoyu çeken Sinan, kendi daha meraklı :)



Kutuların dizaynını ayrıca bir video ile anlatmayı düşünüyorum.
İlk imalatını 2014'de yapmıştım önceleri baharda ana üretimi için yapılan ahşapların yerine düşünmüştüm, iki yıldır ise güzel arı kışlıyor.

Hoş bir sezon geçirme teraccisi ile.


5 Mart 2018 Pazartesi

Doğu anadolu gezimizden


بسم الله الرحمن الرحيم

Arı dostlarına ve dostlarıma selamlar.


Kayseri'ye varmadan Kızılırmak üzerinden geçiyoruz.


Saklıkent.


Bu yıl ne ettiysem olmadı demeye başlamıştım ki, havaların yağışlı olmasını fırsat bilip, Doğu Anadolu taraflarını çok şükür gezme fırsatım oldu.


Üstteki resimler Kayseri Erciyes dağından.
Bizler sadece Bursa ve İstanbul'un tarihinde Osmanlı izlerini görmeye alışmışız.
Aslında hem Selçuklu hem diğer beyliklerin epey hatıraları mevcut.


Taşların kesim ve dizilimi beceri gerektiriyor.
Tarih kokan yerler desek yeridir.


Malatya'ya yaklaşırken karşımıza çıkan Gürpınar Şelalesi, 
kuru dağların arasından sular fışkırıyor.


Şelale solumuzda, karşıki yamaçların görüntüsü.


Darende'de Somuncu Baba hz. Külliyesi.


Sarp kayaların arasına inşâ edilmiş bir yer.



Türbenin her yerinde sular var, güzel bir çevre düzenlemesi yapmışlar.


Ve Malatya, meşhur Beydağları ile kayısı bahçeleri.


Malatya'nın analı kızlı içli köftesi.


Kiraz yaprağından sarma yapmışlar.


Batıda göremeyeceğiniz yerler.


Keban üzerinden Elazığ'a geçtik.
Keban Barajı görüntüsü.


Keban Çırçır Şelalesi alabalık tesisleri. 


Izgara alabalık.


Güveçte alabalık.
Her ikisini de kılçıksız pişiriyorlar.
Yediğim en leziz alabalıktı.
İlçe Tarım Müdürü Ziyaddin beye bu leziz yemekler için teşekkür ediyorum.


Elaziz'in  panoramik manzarası.


Elaziz üzüm bağları.
Sanıldığı gibi kurak çorak yerler değil. 
Toprakları gayet verimli görünüyor ve ekim var.



Köyden köye geçişlerde yollarda asfalt yok.
Baskil'e geçiyoruz.


Her yer koyun, çobanlar "toprak yollarda ne işiniz var?" diye soruyor çekingen bir şekilde. "Kaybolmayın!" diye uyarıyorlar.
Bu arada telefon çekmiyor.



Rengarenk topraklar.


Nefis çiçek balları var.


Karakaya Barajı göründü.


Feribot Elaziz tarafından Malatya'ya karşılıklı taşıma yapıyor.
Büyük kolaylık, mesafe çok kısalıyor.


Hanımın Babaannesinin köyü, sular altında.


Meşhur kasketler.






Yöresel ürünleri kaliteli üretilmiş ve göze hitap eder şekilde servis ediyorlar.
Gece 23' ama buralar cıvıl cıvıl müşteri, gelen giden yoğunluk bitmiyor.
Ve şehir diğerlerine nazaran daha düzenli. 
Haliyle alışveriş dükkanları geniş, yollar geniş.


Diyarbakır'a gidemesek de, burma tatlılarını onlar getirmiş.
Artık bu tür yerler Bursa'da da var, fakat orada lezzeti başkaydı.




Harput denilince akla evliyalar gelir.
Camekan içerisinde bedeni çürümemiş bir zat.
Eskiden açık vaziyette imiş, gelenler görüyormuş ama son yıllarda kapatmışlar. Yasak olduğu ve bana göre de münasip olmayacağı için açık halinin resmini koyamadım.


Avuç kadar yer denilir, fakat dokuz adet camiisi var.


Eski mimariye göre yapılmış Harput Evi.


Eğri Minare.


Karşıdan görüntüsü.
Ulucamii ve Eğri Minare.


Fatih Ahmed Baba Türbesi.
96 yaşında olmasına rağmen Harput Kalesi'nin fethine katılarak burada arkadaşları ile beraber şehit olmuşlar.


Elaziz'den Tunceli tarafına yine feribotla geçiyoruz.
Pertek Kalesi suların üzerinde adacık olarak görünüyor.
Fırat Nehri üzerine kurulan Keban Baraj Gölü'nden geçiyoruz.
Fırat Nehri'nin Cennet nehirlerinden bir nehir olduğu, hadis-i şeriflerde rivayet olunmuştur.
(Sahih-i Müslim, Ahmed bin Hanbel, Müsned)


Munzur Gölü.
Manzara bir harika.


Tunceli Pülümür çıkışı.
Başka sefere soldan gideceğim inş.


Bu dağlarda yıllar önce arkadaşım şehit olmuştu.



Yol kenarlarından sular akıyor.
Bazen küçük çeşmeler görüyoruz.
Buz gibi ve lezzetli suları var.






Sonunda Pülümür'deyiz, buraya kadar telefon çekmiyor.
Şehirlerin giriş-çıkışlarında sürekli araç ve kimlik kontrolleri yapılıyor.
Bursa plakasını gören askerler "abi ne işin var buralarda, hem de bu havada?" diye meraklı meraklı soruyorlar.
"Hz. Allah sizleri korusun" diye dua edip ayrılıyoruz.


Dağların aslanları keşifte.


Müthiş bir manzara.


Her yer beyaz, rakım ölçer 2200'lerde idi.


Geçitten sonra Erzincan'a doğru iniş.


Erzincan sağımızda kaldı.
Akşama Sivas'ta olacağım.


Meşhur Sakaltutan Geçidi.
Burada da çok güzel bir pınar vardı.




Sivas şehir merkezi tarihi yerleri.



Gök Medrese



Eğri Köprü.


Bizde buğdaylar rüzgarda savrulurken, Yozgat tataraflarında yeni ekilmiş.


Bazı yerlerde araziler komple ekilmişti.


 Yozgat'ın meşhur peyniri


Son olarak da Yozgat'ın Yerköy ilçesi.
Adı gibi epey derinde.

Resimler daha çoktu, seç seç yoruldum :)