بسم الله الرحمن الرحيم
Arı dostlarına ve dostlarıma selamlar.
Geçtiğimiz haftalarda bizimkilerin derdi keçi yemek.
Bir yer bulun gelelim, yok bulamazsanız kapımız her zaman açık.
Ancaaak, "keçi ve Yusuf olmadan asla" dedim.
Dedim demesine ama kiriş ummadığım yerden kırıldı :(
Artık şöyle demem gerektiğini düşünüyorum; hepiniz gelirseniz gelin yoksa bir fire, iki fire bu işte ben yokum :)
Nasreddin hocanın hesabı; ben diyeceğimi dedim artık sonrasını siz düşünün :)))
Şu karede olmak isteyen daha birçok arıcı dostumuzun olduğunu bilmek ve gerçek dostları bir arada görmek paha biçilemez.
Bu analardan bazılarının nikahını kıydığından olsa gerek, ustanın keyfi gıcır.
Daha önceki gezilerimizde yemek bir sorun oluyordu.
Ev sahibinin, ziyafet hazırlığından gelenler ile sohbet etme şansı azalıyor.
Her ne kadar bizimkiler keçisiz gelmiş olsalar da, ilk defa pidenin hasını yediler :)
Çok güzel bir gün ve sohbetti, umarım firesiz tekrarını da görürüz :)
Sonrasında tekrar Akdeniz sahillerini dolaşmak için yollardayım.
Bakacaktan Antalya manzarası.
Narenciye bahçeleri.
Portakal para etmediği için artık söküyorlar veya keçi, koyun, tavuk türü canlılar alıp içerisinde besliyorlar.
Yere bir portakal düştü mü ortalık karışıyor.
Kemer sokaklarında yetiştirilen portakallar.
Limon.
Soldaki ağaç avakado, yanındaki muz.
Yerdeki otların ismi kiriş otu.
Ocak ayı itibari ile en iyi nektar ve polen kaynağımız olacak.
Muşmula çiçeğinden güzel polen geliyor.
Okaliptüs çiçeği.
Hava şartlarına bağlı olarak nektar verdiği ve balının çok güzel bir aromasının olduğu söyleniyor.
Poleni ise arı çalıştığı sürece alıyordu.
Ne kadar süre ile açtığını sorduğumda bir kaç ay hariç sürekli çiçek olduğunu öğrendim.
Kaç yüz dönüm olduğunu bilemiyorum ama oldukça büyük bir okaliptüs ormanı.
Akdeniz.
Manzara gerçekten dinlendiriyor.
Koskoca dereler kurumuş.
Kumluca'dan sera manzarası.
Tahtalı dağında kar var, deniz kenarında hava o kadar ılıktı ki; iş olmasa da akşama kadar otursak.
Yaz boyu çalışan tekne ve yatlar takoza alınıp sezona kadar tamirleri bakımları yapılıyor.
Pazarda avakadolar çok ucuz.
Bizde 3-4 lira.
Muzların fiyatı da oldukça iyi en güzeli de tazeler.
Uzun süre beklemiş muz tadından sonra lokum gibi geliyor.
Kumluca pazarı Cuma günleri kurulmakta, yolunuz düştüğünde mutlaka görmelisiniz.
Mevsiminde ve seralarda yetişen her türlü sebze meyve alma şansınız var.
Tulum yani deri peyniri gerçekten leziz.
Gelelim arılara.
Analarda ummadığınız bir zamanda sorunlar çıkabiliyor.
Sakatlanan bir kraliçe, ne olduysa sağı solu yırtılmış ve yumurta atma azalmış hemen yenisi verildi.
Bir arıcının kış ortası ana aramasını hiç anlamam.
50 belki de 100 arısı olan arıcıların en az 10 kutu ile kendi analarını mutlaka yedeklemesi lazım. Zor ve yükü olan bir durum değil.
Ummadığımız bir zamanda ana arıya hepimizin ihtiyacı oluyor.
Ana istiyorsunuz ancak elimde olan analar sadece benim ihtiyacımı karşılamakta.
Duvar çıtalarına el kadar yavru atılmış nüfus genişledikçe yavru alanı da genişliyor.
Ne olursa olsun Akdeniz'de de yiyecek stoğu sürekli kontrol edilmeli.
Maşaallah; kimileri sanırsın bahar gibi yumurta atmış.
Bu kadar yorgunluğun üzerine artık kahve içilir.
4 yorum:
Fatih kardeşim;
Bensiz yediklerin boğazından geçmedi biliyorum. Ama usta oynamaktan yorlumuş yokum diye:)) Ancak son noktayı iyi koymuşun ki bundan sonra beni almadan gelemezler.
Bu kadar meyve, tuluk peyniri (bizde öyle denir) hemide ucuz ve bol üstelik öyle bolku keçilere yediriyorlar. Ustayı bitirdin gari sen bu görüntüye olan hırsından dolayı ille keçi keser artık:))
sağlıcakla kal.
Muhteşem abi bundan sonra böyle :)
Akdenizin nimetlerinin çokluğu sebebi ile artık yerleşmeyi artık ciddi ciddi düşünmeye başladım hayırlısı diyelim. Sizin için gelip gitmek zor olacak ama :))
Hayırlı günler...
SLM...
Fatih Bey.
Usta öyle etti , böyle etti işi sana yıktı.Keçi diye diye yola çıktık ama sen olmasan açlıktan mazallah bert olmuştuk::))
Kesene bereket , eline sağlık diyorum.Sayende çok iyi birgün geçirdik.
Bizden sonra güzel bir seyahat yapmışsın.Gerçi Ustanın stresini de ancak atardın::))
Gezdiğin ve bize gösterdiğin resimler gerçekten harika.İki ay kapalı kalan ve nektar ,polen kaynağı olan bir çiçek inanılmaz.Acaba bizim buralarda da yaşama şansı olabilir mi !
Portakal bahçelerinde portakallar ağaçta kalırken buralarda hala bir dünya para.Türkiyenin bence en büyük sorunu bu.
Üretici , tüketici ile buluşamıyor.Aracı da yeterince para kazanamıyacağını düşündüğünde ise malı almıyor::((
Yok böyle birşey.....
Başka bir ülke de bunu anlatsan adama gülerler....
SLM ve Muhabbetle...
Yusuf abi heç sorma olan oldu artık elbet bir gün geçiyi keser :(
Her zaman ancak eksiksiz beklerim :)
Okaliptüs ağacı tahminim burada da olur çünkü ağacın yapısı bizim davulga ile aynı.
Sürekli çiçek olmasının sebebi ise çok miktarda olmaları. Bana gösterilen ağacın bir aydır çiçekli olduğu söylendi bir o kadar daha gider ve henüz çiçeğe gelmemiş sürüyle ağaç da mevcut. Fakat başka yerde sadece Kasım ve Nisan ayında açtığını da öğrendim.
İlk üretici ve son tüketici arasında acayip farklar var. Avakado toptan en çok 75 veya 1 kuruş olduğu söyleniyor bize ulaşan avakadolar 4 kuruş. Narenciye olayı daha fena. Yıllarca uğraşılıp meydana getirilen bir ağacın sökülmesi gerçekten üzücü umarım tez zamanda bu yanlış uygulamalar düzelir.
hayırlı günler...
Yorum Gönder